Arda Güler’den tüyleri diken diken eden mektup
Arda Güler, The Players' Trıbune'de futbol hayatında yaşadıklarını kaleme aldı. Milli oyuncunun yazısından satır başları şu şekilde:
"Güzel ülkemin bütün çocukları, Size hikayemi anlatmanın zamanı geldi. Bütün hikayemi. Bir futbol ülkesi olarak geleceğimiz hakkında çok düşünüyorum. Yolculuğumun bazılarınıza ilham vereceğini ve Türkiye’deki kız ve erkek çocuklarına, her şeyin mümkün olabileceğini gösterebilmesini umuyorum."
‘TEK İSTEDİĞİM FIFA 17’YDİ’Sadece birkaç sene önce ben de sizlerden biriydim.Aslında komik… 12 yaşındayken, bir PlayStation almaya kafayı takmıştım. Bunu ne kadar çok istediğimi anlayamazsınız. Babama her gün yalvardım. Tek istediğim FIFA 17’ydi. Ben çocukken pek video oyunu oynamazdım, çünkü hep sokakta futbol oynuyordum. Ama bir gün arkadaşlarımdan birisi PS4 aldı ve içinde FIFA 17 vardı, o gün hayatımızın en güzel günlerinden biri gibiydi. Alex Hunter ile kariyer modunu görünce - off. Çıldırdık. Alex Hunter’ı hatırlıyor musunuz? Bazılarınız bunun için çok genç olabilir. FIFA 17’nin The Journey adında bir modu vardı. Bu modda Alex adında, kimsenin tanımadığı bir çocuk olarak başlayıp, büyük kulüplerle anlaşma imzalamaya çalışıyordun. Eğer başarırsan, Cristiano Ronaldo gibi büyük yıldızlarla yan yana tünelden sahaya çıkıyordun. Bizim için oyundan çok daha fazlasıydı bu, televizyon ekranında gördüğümüz rüyamızdı. O kadar çok bağlanmıştım ki… Arkadaşımın evinden ne zaman eve dönsem, babama PS4 için yalvarırdım. “Çok uslu olacağım! Derslerime çok iyi çalışacağım!” Ama Türk anne ve babalarını biliyorsunuz. Babam uzun süre sadece “Biraz bekle, bir iki şeyi halletmem lazım”
"Ne demek istediğinden tam emin değildim. Ama bir gün okuldan eve döndüğümde, mutfak masasının üstünde bir paket vardı. PlayStation şeklinde bir kutuydu. Çıldırdım. Babama baktım, ‘Gerçekten mi?’ diye sordum. O da ‘Gerçekten’ dedi. Açtığımda PlayStation’ın içinde bir sürü oyun vardı, herhangi bir disk gerekmiyordu. Gerçek olamayacak kadar iyiydi. İçimden dedim i, ‘Nasıl yani? Babama tek bir oyun için yalvarmak zorundayken bana şimdi 20 oyun mu veriyor?’ Babama sordum, ‘Piyangodan para falan mı kazandın?’ dedim. ‘İyi bir fiyat yakaladım’ dedi. ‘Mağazada mı?’ diye sordum, ‘Yok yok, pazarda’ dedi.
‘OĞLUM FENERBAHÇE NEREDE?’“Sonra benim FIFA’da The Journey modunun olmadığını fark ettim, Alex Hunter’ı bulamadım. Bazı tuhaf isimler vardı. Cristiano Ronaldo olmak istediğimde “MD White” isminde bir kulübü seçmem gerekiyordu. Tekrar babama gittim. “Baba, doğru FIFA’yı aldığına emin misin? Biraz garip de bu.” O da “Evet eminim, kapatıp açmayı denedin mi?” Dedi. “Baba…….” “Belki de internettendir.” Haftalarca bu şekilde oynadım. Daha önce FIFA dışında başka futbol oyunu oynamamıştım, o yüzden bendekinin farklı bir versiyonu olduğunu sanıyordum. Ama bir gün arkadaşlarım da oynamak için bize geldi ve “Arda… Bu ne?” dediler. “Nasıl yani? FIFA işte” dedim. Onlar da “Arda bu FIFA değil, çakma bu” dediler. “Hayır ya, futbol oyunu işte bu” dedim ben de. “Oğlum, Fenerbahçe nerede? Bu isimler ne? Babanı kandırmışlar”
“Annem ev hanımıydı, babam da yeni iflas etmiş bir dükkan işletiyordu. Niye mi iflas etti? Futbol.
Okulda Mahmut adında bir beden eğitimi öğretmenimiz vardı. Ben 9 yaşındayken, bir gün babama beni Gençlerbirliği Akademisi’ne yazdırması gerektiğini söyledi. Babam buna hayır dedi çünkü oraya her gün gitmek bir saatlik yol demekti. Ama Mahmut Hocam bende bir şey görmüştü ve babamı ikna etti.
Babam beni her gün idmana götürmeye başladı, bu onun için saatler süren bir işti. Bu sırada dükkan, ortağına emanetti. Ne olduğundan emin değilim ama bir gün babam beni kenara çekti ve “Dükkanı kapatmamız gerekiyor oğlum” dedi. İflas etmiştik. O dönemlerde arkadaşlarımın beni waffle yemek için çağırdığını hatırlıyorum. “Kusura bakmayın, param yok” diyemiyorsunuz… Ya hep çok yorgun olurdum ya da “yetişemeyeceğim” derdim. Neyse ki her zaman sofrada yemeğimiz olurdu. Biliyorum; uyuyacak bir evi, sığınacak bir çatısı olmayan birçok çocuk var. Çok şükür, şanslı olduğumuzu biliyordum.”
‘10 NUMARAYI İSTEYEMEZDİM’“Mesut Özil, 2022’de Fenerbahçe’den ayrıldığında, 10 numaralı formanın yeni transferlerden birine verileceğini düşündüm. 17 yaşındaydım ve bir kral tacı nasıl isteyemezse, 10 numarayı da isteyemezdim. Ama yönetim kurulu üyeleri bana, “Arda forma senin… Ama sadece onu giymeye cesaretin varsa” dediler. Bunu düşünmek tam tamına bir saniyemi aldı: “Alıyorum.”
‘BABAM REAL MADRİD İÇİN BENİMLE KONUŞTU’"Beni gerçekten heyecanlandıracak bir teklif almadıkça onları duymak istemedim. Sonra Haziran’da babam, yeni bir teklif hakkında benimle konuşması gerektiğini söyledi. Ben de “Baba, söylediğim gibi eğer beni heyecanlandırmayacaksa duymak istemiyorum…” O da, “Arda…” dedi. “Efendim?” “Real Madrid."
“Real Madrid’de olmak için o kadar çok şeyden vazgeçmiştik ki… Şimdi hayalimiz gerçek olmuştu. PlayStation’da Alex Hunter olarak oynamak için param yoktu. O yüzden gerçekte ona dönüşmek zorunda kaldım.
Bir gün, bir idmandan sonra Ancelotti yanıma gelip “Arda, bu Raul” dedi. Şöyle bir durum var: Bu efsanelerden birini ilk kez canlı gördüğünüzde, gerçek değilmiş gibi geliyor. Raul’ü Real’de oynadığı dönemde izleyememiştim, sadece YouTube’da görmüştüm. Ancelotti gülümsedi, ‘Kesin yine benimle dalga geçiyor’ diye düşündüm. Raul bana dönüp “Ben Raul Gonzalez, memnun oldum” dedi. Ben de “Hayır değilsiniz” dedim. İnanamadılar. Birkaç dakika böyle devam ettikten sonra Ancelotti, Kroos’u çağırdı. “Toni, bu Raul mü?” “Nasıl yani? Tabii ki.” İnanmadım. Beni kandıramayacaklardı. Sonra Modric’i çağırdı. “Luka, bu Raul mü?” “Tabii ki Raul.” O an korkmaya başladım. Telefonlardan Raul’ün resimlerini göstermeye başladılar ve nihayet pes ettim. “Özür dilerim, tanıştığımıza memnun oldum efendim.” Herkes Türkiye’den gelen çocuğa gülüyordu, Ancelotti bile. Eve gidip aileme ne olduğunu anlatınca, bana bakıp “Arda…. Çok salaksın” dediler."
‘SABIRLI OLMAM GEREKİYOR’“Türk halkının Real Madrid’in her maçında oynamamı istediğini biliyorum. Ben de istiyorum ama sabırlı olmam gerektiğini biliyorum. Ancelotti, bana dünyanın en iyi orta saha oyuncularından biri olabileceğimi söylüyorsa, bu benim için bir planı olduğu anlamına geliyor.”
'O KADAR ÇOK AĞLADIM Kİ...'“Cristiano ile aynı sahayı paylaşmak benim için büyük bir onurdu. The Last Dance belgeselini izlediniz mi? Cristiano, aynı Michael Jordan gibi. Böyle bir manşet onun için motivasyon kaynağıdır. Portekiz maçı 3-0 kazandı ve Cristiano maçtan sonra kimseyle konuşmadı.Birkaç gün sonra onun nasıl hissettiğini anladım, çünkü stada giderken otobüste bir video gördüm. Bir grup Avusturya taraftarı vardı. “Arda Güler de kim *****?” diyorlardı.Şok oldum. Neden biri benim hakkımda böyle bir şey söyler ki?Ama sonra Jorge Jesus’un Fenerbahçe’de haftalarca beni kadroya almadığında yaşadıklarımı hatırladım. Bir gün frikik çalışması için iki takım dizdi, ama ben hiçbirinde yoktum. Tek başıma köşe vuruşu çalışıyordum. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu, eve geldiğimde o kadar çok ağladım ki. Bir daha asla bu duyguyu hissetmeyeceğime dair kendime söz verdim.İnsanlar beni yaratıcı bir oyuncu olarak görüyor ama ben aynı zamanda bir savaşçıyım.Beni yedeğe mi çekiyorsun? Daha çok çalışırım.Hakkımda kötü mü konuşuyorsun? Seni ezer geçerim.O Avusturya videosunu izlediğimde, Michael Jordan moduna geçen bendim. Maçta sürekli bana karşı tezahürat yaptılar. Üstüme bira bardakları fırlattılar.Mükemmel.İkinci golümüzün asistini yaptığımda, Avusturya taraftarlarına döndüm. Teşekkür ederim.Sanırım bunu kişisel algıladım."
‘HAYALİ OLAN HER ÇOCUĞA SÖYLEMEK İSTEDİĞİM…’"Tüylerimi diken diken eden 2023 depremine ait bir video var. Fenerbahçe’de fazla oynamadığım bir dönemde çekildi. Kurtarma ekiplerinden 2 adam, enkazdan yeni çıkartılmış küçük bir çocukla birlikte. Çocuk yatıyor, vücudu örtülmüş ama kafası dışarıda. Sirenler duyuluyor. Çocuk neredeyse 5 gün boyunca beton blokların altında kalmış, öleceğini düşünmüş ve benim için bir mesajı var. Öyle bir anda, benim için! O kelimeleri asla unutamam. Arda Güler abi Seni çok seviyorum Fenerbahçe’yi kurtarmaya devam et Abi hocaya söyle seni de oynatsın Sonra 2 kahramandan birisi şöyle diyor: “Biz pes etmedik, sen de pes etme.” Bu sözleri duyduktan sonra nasıl pes edebilirim ki? Bir hayali olan Türkiye’deki her çocuğa söylemek istediğim şey şu: Bir top kapın ve dışarıya koşun, kendinizi dünyanın sahibi gibi hissedeceksiniz."
Bu habere emoji ile tepki verHaber Kaynak : SOZCU.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."